İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Son yükselişin işaret ettiği iki şey

Bu son yükseliş elbette halving (yarılanma) ve ETF ile ilgili. Fakat bunlar dışında aslında iki önemli noktaya işaret ediyor: Bir yandan, Bitcoin’in içsel değeri Web3’den dijital altına doğru kayıyor. Bu, Web3 için iyi bir gelişme olmayıp, aslında bir yenilginin itirafı anlamına geliyor.

Bitcoin’in son yükselişiyle beraber, yıllardır dile getirilen 2024 yılında Bitcoin’in tüm zamanların en yüksek seviyesine (ATH) ulaşacağı beklentisi gerçekleşti. Ancak bu yükselişin arkasındaki dinamikleri ve geçmişte yaşananları irdelemek, piyasanın mevcut ve gelecek durumu hakkında daha net bir perspektif sunuyor.

2017-2018 yıllarında kripto para piyasasının kitleselleşmesiyle herkesin telefonlarına borsa cüzdanı kurduğu bir dönem yaşandı. Ancak bu kitleselleşme, Bitcoin‘in fiyatının 3000 dolara kadar düşmesiyle büyük bir şok etkisi oluşturdu. Bitcoin’in fiyatı yaklaşık yüzde 80 azalmıştı. Bu durum, Bitcoin için büyük bir volatilite olmasa da geleneksel finans araçlarına yatırım yapanlar için şaşırtıcıydı. Ardından, 3000 dolardan başlayan yükseliş Bitcoin’i 69000 dolara kadar taşıdı. Bu dönemi de Covid gibi unsurları düşünüp detaylıca analiz etmek gerekiyor.

Aslında her yükselişin ardından önemli bir rüzgar vardı. 2018 döneminde birçok kripto para projesi ortaya çıkarken, bu dönem bir tür internetin 2000’li yılları gibi yeni şeyler vaat ediyordu. Ancak vaatlerin birçoğu gerçekleşmedi ve çoğu proje dolandırıcılık sonucuyla insanları hayal kırıklığına uğrattı. Bu, interneti demokratikleştirmek adına yapılan bir denemeydi; tıpkı dot.com balonu gibi bir balon patladı. 2020 yılına gelindiğinde ise, ders alınan bir dönemde birçok önemli bilgisayar bilimci, yeni blok zincir protokolleri geliştirildiğini duyurdu. Bu dönem, teknolojik olarak bir şeylerin başarılmasını sağladı.İlginizi çekebilir: ALTINS1’e dair her şey…

Ancak, kripto ekosisteminin Web3, DAO, NFT ve metaverse gibi kavramlarla ilgili altyapısını dolduramaması, Bitcoin’in içsel değeri üzerine tartışmaları tekrar alevlendirdi. Bitcoin’in tam olarak hangi problemi çözdüğü sorusuna verilen yanıtlar yıllar içinde değişti. 2017’de Bitcoin ve kripto paraların internetin evriminde, Web2.0’dan Web3.0’a geçişte önemli bir rol oynadığı düşünülüyordu. Ancak Web3 vaadiyle ortaya çıkan projelerin başarısızlıkları, aslında Layer 1 projelerinin değil, bu projelerin kullandığı teknolojileri ve arka plandaki takımları gündemden düşürdü. Bu gelişmeler, kripto ekosisteminin elindeki en büyük kozlardan biri olan interneti dönüştürme vizyonunun gün geçtikçe ortadan kaybolduğunu gösteriyor.

Dünyanın en büyük Layer 1 projelerinin kurucuları bile memecoin‘lerle ilgili paylaşımlar yapmaya başladı. 

Bu son yükseliş elbette halving ve ETF ile ilgili. Fakat bunlar dışında aslında iki önemli noktaya işaret ediyor: Bir yandan, Bitcoin’in içsel değeri Web3’ten dijital altına doğru kayıyor. Bu, Web3 için iyi bir gelişme olmayıp, aslında bir yenilginin itirafı anlamına geliyor. Diğer yandan, memecoin’lerin dominansı artıyor. Bu, ürün, fikir, takım gibi unsurların arka plana atıldığı ve sadece para katlama odaklı işlerin öne çıktığı anlamına geliyor. Bu durum, ekosistemin teknolojik olarak vaatlerinden uzaklaştığını gösteriyor. Şimdi farklı bir dönemdeyiz, öncekilerden daha farklı bir noktadayız. 

Geleneksel döngülerin dışına çıkmış olma ihtimalimiz güçlü. Eski formüllerle denklem kurmamakta fayda var.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir